Pin Me

2015/05/27

Manyas Yolculuğu


Merhaba millet,

Yıl 2015 aylardan mayıs, Manyas'a gideceğim aklıma bile gelmezdi. Gittim geldim bile :D

Bizim Merve, kaplıcalardayım atla gel dedi. Çalışıyorum, cumartesi mesaim var, bir günlüğüne o yorgunluğa değer mi ki dedim... Lakin bizim kıza hayır demek ne mümkün :D O yorgunluğa da değdi bu arada :) Cumartesi mesaisini iptal ettik, öğlene doğru yoldaydım.

Manyas'a Bursa'dan nasıl gidiliyormuş iyi öğrendim. Bizim Acemlerden Bandırma'ya otobüs ile minibüs arası bir taşıma aracı var. 18 liraya gayet güzel, büyük otobüslerden, bana göre çok daha rahat bir yolculuk sağlıyorlar. Bandırma girişinde Manyas minibüslerinin kalktığı, express marketlerin olduğu bir yerde iniyorsunuz. Nereye gitmek istediğinizi şöföre önceden bildirmenizde fayda var. Tarif ediyorlar. Minibüsleri bulup atlıyorsunuz bir tanesinin içine, sizi Manyas'a götürüyorlar. Ben vakit kaybetmemek adına dolu minibüse bindim, yolda köylerde inen olur umuduyla. Kafam minibüsün tepesine kaç kere çarptı hatırlamıyorum ve yol boyu manzaram yol ortasındaki yeşillikler ve asfalt oldu. Pencereler fazla alçak, ben fazla uzun...

Manyas'a ulaştığımda arkadaşım sağ olsun geldi aldı, orada cumartesileri çarşı dedikleri büyükçe bir pazar varmış, onu dolaştık, güzel bir çamlığı vardı, orada dinlendik ve bir 10 dakikalık daha yolculuktan sonra tesise vardık.

Tesis ismi belirtebilir miyim emin değilim o yüzden yazmayacağım. Google diye güzel bir arama motorumuz var, Manyas ve kaplıca terimleri birlikte kullanılınca ilk sırada çıkıyor şu anda. Hakkında konuşulacak çok şey var aslında ama onların da hangilerini belirtmeliyim pek emin değilim. Tesisi kuran bayan yerleşkeyi tamamlayamadan rahmetli olmuş, huzur içinde yatsın. Her şey yarım kalmış diyebilirim, herkesin söylediği şey "yazık olmuş". Gerçekten o kadar güzel dizayn edilmiş, bahçesi ayrı güzel, duvarlardaki tabloları ayrı güzel (tabloları da o bayan yapmış), suyundan bahsetmeye gerek yok zaten kaplıca yani... Havuz, hem kaplıca havuzu hem normal açık havuzu olarak mevcut. Kuşları duymuşsunuzdur, Manyas Kuş Cenneti orada olunca bizim de her yerimiz kuşlarla çevrili oldu, baykuşa bile denk geldik gece :D Tek sorun tuvalet eğitimi, haliyle nereye yapacakları belli olmuyor :D

Gündüzleri açık havuz bizim mekanımız oldu, akşam mis gibi doğa yolları, gece ise kafeterya... Kafenin işletmesini yeni devralmışlar, bir açık havuzun başında bir de tesis girişinde. Çok yakında çok daha eğlenceli şeyler yapılacağına dair sözler duyduk işletmecilerinden. Kareoke içimde kalmayacak değil hani, yaz sezonunda tekrar yolum düşse mi acaba :D

Bisikletlerin gelişini de haber aldık ama yine benim minicik tatilim onları görmeye de yetmedi.
Açık havuz başında düğün nişan gibi organizasyonlar da yapılıyor. Bir haftalık bir hediye tatil ile 5 bin liraya düğün yapılabiliyormuş yanlışım yoksa, tabi içeriğinde başka neler var neler yok öğrenecek kadar uzun kalamadım :D Yine de bilgi bilgidir.

Şu kadarcık günde çok güzel insanlarla tanışıp güzel vakit geçirdik. Dost kazığı diye bir kağıt oyunu varmış, nasıl eğlendim anlatamam :D Bir ara bütün kazığı bana kilitlediler, tabiri caizse, dostun kazığı bile başka oluyor, bunu unutmayacağım Merve!! :D

İncecik açılmış mis gibi gözlemeyi, Çavuş köyüne giden yol kenarına sıralanmış kavakları, kocaman papatyaları, insanı kendine hayran bırakan pirinç tarlalarını, gürül gürül akan baraj suyu üzerindeki taş köprüyü, batan güneşin güzelliğini, Marsın kıyısından döndüğüm tavla oyunlarını, şampiyon koçumu (bitkilerle oynanan bir çocuk oyunu)... Hiçbirini unutmayacağım :)

Tabi bunun bir de dönüşü var. Manyas'tan Bursa'ya dönüşüm gidişim kadar bile kolay olmadı. 1,5 saatlik yolu nasıl oldu da 5 saate geldim belki merak edersiniz :D

Tesisten canım arkadaşım beni yolcu etti, minibüsle Manyas'a geçtim. Şöför ve tayfası (yanındaki ufaklıklar) Bandırma minibüslerinin kalkış durağına yakın yerde indirip yerini tarif ettiler, sağ olsunlar :) Saatlerini de onlardan öğrendiğim için sakince durağa yürüdüm, bir süre bekledikten sonra, bu kez şükürler olsun ki boş yer bularak yolculuk ettim. Etrafı iyice gözlemledim. Bir tren yolu üzerinden geçtik. Nedense seviyorum raylardan geçmeyi :) Ben Bursa otobüslerine bineceğim nerede inmeliyim diye sorunca, şöför "seni ofisin orada indireyim, oradan aşağı terminale sallanırsın," dedi. Bahsettiği ofis benzinlikmiş, otobanda bıraktı resmen :D İndim, gözüm terminal filan görmüyor... Benimle aynı yerde inen biri karşıya geçmeye çalışıyordu, ona sordum terminal nerede diye, benzinliğin arkasını işaret etti. Karşıya geçip bir müddet yürüyünce terminalin kot farkından arkada kalıp görünmediğini anladım.

Girişten geçer geçmez zaten firma görevlileri sizi toplayıp gideceğiniz şehre göre yerleştiriyorlar, bir şey yapmanıza gerek yok :D "İstanbul! Bursa! Balıkesir! Ankara! Nereye gidiyorsunuz? Bursa mı? Gelin, gelin! Buradan!" Oradan da 15 liraya bilet bulup Bursa terminaline kadar 2 saatte geliyorsunuz. Bursa terminalinden iş çıkış saatinde eve gitmek ise paha biçilemez. Asıl sauna bizim 96 numara :D Bursa'nın trafiği ne ara bu kadar büyüdü anlamadım.

Ama yine olsa yine giderim, gün boyu yolculuk etsem de değer :) Bahsetmediğim ne kaldı bilmiyorum. Ah, şimdi aklıma geldi de tesisin orada yol kenarında kanal vardı, yeni yapılmış Karacabey'e su taşıyorlarmış. Her şey her yere taşınabiliyor artık. Bir de ışınlanmayı bulsalar da zamanımız darken vakit kaybetmesek yollarda :D

Tavsiyem her fırsatı değerlendirip kendinize ve sevdiklerinize vakit ayırın, eğlenceli zamanlar geçirin. Hayata ne bir daha gelebilirsiniz ne de aynı zamanı tekrar yaşayabilirsiniz. Güzel günleri, güzel anları kaçırmayın. Biraz da oluruna bırakın. En sağlıklısı o. Ne sebeple yaşıyoruz ki?

Sevgilerle,
Pasta Mevsimi